Karar gazetesi müellifi Elif Çakır, hakkında yakalama kararı olduğu argümanıyla geçen günlerde Bursa’da gözaltına alındı. Beş kişilik polis takımı, Elif Çakır’ı hastanede sıhhat denetimine ve akabinde emniyete götürdü.
Karar gazetesi, müelliflerinin iki saatlik makus bir muameleye maruz kaldığını sav etti. Gazete bugün “Bu rezilliği örtbas edemezsiniz” manşetiyle çıktı ve şu satırlar yer aldı:
“Yazarımız gözaltının ‘isim benzerliği nedeniyle’ yapıldığı söylenerek özgür bırakıldı. Skandalın medyaya yansıması üzerine Bursa Emniyeti ‘Gözaltı süreci yapılmadı, şahsı davet ettik, kendisi geldi’ biçiminde gerçek dışı bir açıklama yaptı. Skandal gözaltının ve akabinde olayı örtbas teşebbüsünün hangi makamın onayıyla gerçekleştirildiği ise öğrenilemedi.”
Gazete devamında “Yerlikaya neden sessiz” başlığıyla İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya tepki gösterdi. Haberde, “İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, kamuoyuna yansıyan çabucak her bahiste görüşlerini açıkladığı halde, kendisine bağlı ünitelerce gerçekleştirilen skandal gözaltı konusunda sessizliğiyle dikkat çekti” denilerek üç soru soruldu:
“1. İsim benzerliği nedeniyle yapıldığı tez edilen gözaltı sürecinde Elif Çakır’ın TC kimlik numarası neden denetim edilmedi? Aranan kişinin kimlik bilgilerinin farklı olduğu anlaşıldığında polis memuru neden ‘Tekrar denetim edin?’ diyerek gözaltı müddetini uzattı? Bunun için üst makamlardan talimat mı alındı?
2. İçişleri Bakanlığı, Bursa Emniyet Müdürlüğü’nden mevzu hakkında bilgi istedi mi? Olayın örtbas edilmesi kararını kim verdi?
3. Bursa Emniyet Müdürlüğü olaydan bir gün sonra yayımladığı açıklamada yazarımıza gözaltı süreci uygulanmadığı, emniyete davet üzerine geldiği üzere gerçek dışı savlara yer verdi. Kamuoyunu yanıltma gayeli bu teşebbüse karşı süreç yapılacak mı?”
Elif Çakır ise köşesinde gördüğü makûs muameleyi şu sözlerle tabir etti:
Bana kaba davranan polis memuru, bilgisayarın başındaki memura “TC’sine bakalım bir de” dedi.
Ve nihayet… Ancak nihayet…Polis memuru TC denetimi yaptı ve “Amirim bizim aradığımız kişinin TC’si 612 sayılarıyla başlıyor, bu Elif Çakır’ın ise 326 ile… Yanlış kişi alınmış.”
Otelden beni alan polis memuruna dönüyorum “Beni bırakacaksınız değil mi” diye soruyorum.
Polis memurumuz ne dese beğenirsiniz:
“Sizi bırakmak zorunda değiliz.”
Ama daha da vahimi lütfediyormuş üzere alaycı bir üslupla, el kol hareketiyle “Hadi haydi bırakalım” demesi bende sineması kopardı.
Şunu dedim, bunu söyledim demek istemiyorum ancak sinema koptu bende. Devlet kurumlarına dair hüzünlerimi, liyakatsizliğe, ehliyetsizliğe ve niteliksizliğe dair bütün sitemlerimi, kederlerimi ilettim.
Bana bağıran, su verdirmeyen polis memuru:
“Şimdi sizi hatırladım Elif Hanım, özür dileriz. Bu türlü de tanışmak varmış. Bu ortada siz biraz evvel su istemiştiniz, suyu nasıl getirelim, ılık mı soğuk mu istersiniz?”